Bu Blogda Ara

29 Mayıs 2009 Cuma

Sen yaşamdın,yaşam sen...

Küçücüktün daha,umutların buna inat kocaman,koskocaman...Hiç ertelemedin belki ama beklemedin de inandın çünkü bir gün senin de içten tam derinden tebessüm edebileceğine inandın.Zaman geçti,hayat irili ufaklı seçenekler sundu sana ama istemedin biliyordun belki de hiç anlamlandırmadan bir bilinçle bekliyordun onu,onun olduğunu.Bekledin,bekledin...Ama her bekleyişin uçsuz bucaksız kapılar açtı önünde onu özledin,yine bekledin hala umutlu hala tutunmaya çabalayarak..O kadar özledin ki yetmedi sana sadece haftada bir gün,sadece bir pazar yetmezdi çünkü o koskocaman sevgiye,o geçmişten kalma büyük sevgilere..Çünkü sen yaşamdın,yaşam sen.Yaşam değil mi işte bu,kocamanlıklar olmalıydı içinde,hak ettiği büyüklüklerle yaşanmalıydı.

Zaman geçti,anlamadın bile,gerçi hangimiz anlayabildi ki..Büyüdün mü yoksa büyüttün mü işte orası muamma.Tam bir tanım verilemese de ikisinden de çok çok vardı anlaşılan.Yıllarca biriktirdiğin sevginin tamamını ona işledin,gözünü karartıp,aklını uçurumlardan atıp..Aşktı çünkü bu kimsede görmediğim belki de kimsede göremeyeceğim türden.Anladım yaşamın aşkı bambaşka oluyormuş işte.Kulakların tıkalı kaldı en nihayetinde her kötü havadise.Aşk böyle bir şeydi demek.İnanamadın bir türlü senin ondaki önemine belki de kendindekiyle karşılaştırdın belki de sadece hak ettiğini istedin.Ama yavaş yavaş inandık istemek yetmedi..
Şimdi gidersen eğer gelir mi bu şehir arkandan?İkimiz de biliyoruz aslında bu sorunun cevabını ama can yakmak için illa ki soruyoruz,farkında olmanın can yakan halini.Gelir elbet.Gelecek elbet.O da yakmaya devam edecek elbet...

28 Mayıs 2009 Perşembe

Şimdi sıra hasretlerden umut biriktirmekte mi?

Hani ben ne denli yorgunken,hep nefes almak istemişti ya yüreğim.Hani hep tek başıma direnebileceğimi sanırken bir yerlerde sürekli yalpalamıştım ya,boş gözlerde umut boş sözlerde teselli aramıştım bolca oysa hiç biri uzun soluklu bir çözüm getirememişti bana.Hani inanmıştım ya çarenin sadece bende olduğuna sadece bende olabileceğine işte o zaman sorgulamaya başlamıştım tam olarak inançlarımı.Hani sen yoktun ya,ne aklımda ne hayatımda,hiç beklememiştim hani düşünmemiştim bile.Hani sağlam sebeplerim de vardı oysa buna.Unutmuştum bağlanmayı,ya da yeğlemiştim oysa hani bir filmde geçer küçük bir kız çocuğunun yalnızlığıyla paylaştığı tek varlığının ona ait tek canlının,balığının kaybında verdiği karar:Duygusal olarak hiç kimseye bağlanmama kararı.Hani işte o sahnede daha bir içten inanmıştım buna ne de olsa onay yaramıştı yırtık egoma,oysa biraz sabredip beklemek gerekirmiş ya filmin sonunu.İşte bugün yorgun yüreğim,bulanık kafam,isyanlarım,haykırışlarım,düşmelerim ve akabinde kalkmalarım hepsi umut etti...
Bugün işte,bomboş ipsiz sapsız belki de asılsız bir inanca ufak sevgi kırıntılarına sarılmak isterken yakaladım kendimi o yüzden bu içten konuşmalar o yüzden işte hasretlerden umut biriktirmeler...