Hani ben ne denli yorgunken,hep nefes almak istemişti ya yüreğim.Hani hep tek başıma direnebileceğimi sanırken bir yerlerde sürekli yalpalamıştım ya,boş gözlerde umut boş sözlerde teselli aramıştım bolca oysa hiç biri uzun soluklu bir çözüm getirememişti bana.Hani inanmıştım ya çarenin sadece bende olduğuna sadece bende olabileceğine işte o zaman sorgulamaya başlamıştım tam olarak inançlarımı.Hani sen yoktun ya,ne aklımda ne hayatımda,hiç beklememiştim hani düşünmemiştim bile.Hani sağlam sebeplerim de vardı oysa buna.Unutmuştum bağlanmayı,ya da yeğlemiştim oysa hani bir filmde geçer küçük bir kız çocuğunun yalnızlığıyla paylaştığı tek varlığının ona ait tek canlının,balığının kaybında verdiği karar:Duygusal olarak hiç kimseye bağlanmama kararı.Hani işte o sahnede daha bir içten inanmıştım buna ne de olsa onay yaramıştı yırtık egoma,oysa biraz sabredip beklemek gerekirmiş ya filmin sonunu.İşte bugün yorgun yüreğim,bulanık kafam,isyanlarım,haykırışlarım,düşmelerim ve akabinde kalkmalarım hepsi umut etti...
Bugün işte,bomboş ipsiz sapsız belki de asılsız bir inanca ufak sevgi kırıntılarına sarılmak isterken yakaladım kendimi o yüzden bu içten konuşmalar o yüzden işte hasretlerden umut biriktirmeler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder