''Ben üniversiteydim o PTT de çalışıyordu,sadece mektuplarla dindiriyorduk hasretimizi hiç tükenmedi 5 yıl bekledi.''
''Mektuplara noldu?'' dedim.Durmadıklarını bile bile sorulmuş ama kesinlikle tesadüfi bir soru değildi.Bazen beynimiz yerine içimiz konuşur ya tam olarak o anlardan biriydi işte.
''Ben saklamadım zaten o da taşınırken attı sanırım'' dedi.

''Hiç yormadı beni,beni yoracak istekleri yoktu.İdare etti elimizde olanla,idaresine rağmen hep bonkör oldu misafirler ağırladı sayısız kere.Her defasında deli oldu hakkıyla ağırlayabilmek için onları.'' bildiklerimdi bunlar.Her gelenin ağzından duyduklarım sonra yaşadıklarım çoğunu.Şaşırtmadı o yüzden beni sıradan geldi hatta.Gençtim bazı şeyleri anlamam için zaman gerekiyordu.
Gözlerine tekrar baktım sonra,dolu doluydu bu defa.Bir hafta içinde bir ömrün nasıl akıp gittiğini anlayamayan bir adamın şaşkınlığı,üzüntüsü ama ümidi vardı kahverenginin en koyusunda.
Belliydi alelade bir eş değildi onun için,akşam geldiğinde yemek yiyip ardından tv karşısına kurulaan erkeklerden değildi.İhtiyaçları karşılansın sonrası mühim değil diye bir fikre sahip değildi.Şimdi anladım her akşam yemeği sohbetlerinin neden bu kadar uzun sürdüğünü.İkisi bir evi değil aynı zamanda bir hayatı paylaşıyorlardı gerçekten bir hayatı ve şimdi o da aynı zamanda karısının kaderini paylaşmak istiyordu.Ona yardım etmek,çektiği ızdırabı dindirmek istiyordu.Gözlerim doldu.Sustum.Böyle anları kelimeler dolduramaz zaten nedense,her kelime aciz kalır,yetersiz kalır,dilin ve aklın susar gözlerin ve yüreğin konuşur.İlk kez yaşamadım böyle bir anı.Hazırlıksız yakalandığım söylenemezdi.
Sonra hastaneye birkaç siyah beyaz foto götürdüm tek tek tanısın hepsini diye.Geçmişiyle mutluydu geçmişini hatırlayınca mutlu oluyordu.Tek tek hatırladı hepsini.Çocuklarının,torunlarının olmadıkları dışında.Arada bir beni tanıyordu sonra yumuyordu gözlerini.Yeterince konuştuğu için belki ömrü boyunca artık susmak isstiyordu.Haklıydı yorulmuştu.
Bir gün kocası geldi hastaneye her gün geldiği sıradan bir gündü işte.Bir saatlik ziyaretçi saati.Soğuk içi kof kelimelerden ziyaretçi saati de.Bu kim,dedim.Döndü baktı önce gözlerini yumdu sonra ''Dede'' dedi.Aynı andan zihninizden onlarca düşünce ve bu onlarca düşünceyle beraber onlarca görüntü geçer ya.Onla beraber geçirdiğim o muhteşem 20 yıl da öyle geçti gözümün önünden sonra dedemle ananemin geçirdiği 60 yıl da dedemin gözlerinin önünden geçmiş olmalı çünkü onun da benim gibi sağ yanında minik bir damla vardı göz göze geldik,sustuk.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder