
Hızlı hızlı koştuğu arnavut kaldırımının sonunda elleriyle dizlerinin üstüne eğildi.Soluklandı.Hiç bitmeyecekmiş gibi hiç kaçamayacakmış gibi gelmişti oysa ki.Bir yandan nefesini düzenlemeye çalışıyor diğer yandan kurtuluşun zaferini hissetmek istiyordu damarlarında.Önce arkasına ardından çevresine bakındı.Işıklı kırmızı siyah yanıp yanıp sönen tabelalar gözlerini kamaştırdı.İnsan figürleri bulanıklaştı.Her biri birbirine girmişti sanki.Eliyle yanlarını yokladı,tutunacak bir yer aramıştı.Hayatı boyunca aradığı hayallerindeki beyaz destekçisini şimdi de bulamadı,keskin bir sesle yere yığıldı.Gök yarılmışçasına yağmur başladı aynı anda.En son gökyüzünün darma duman olduğunu gördü.Melekler ve şeytanlar gökyüzü arenasında savaşıyorlardı.
Gözlerini açtığında yerde boylu boyunca ne zamandır kaldığını merak etti.Sırtı tutulmuştu.Bin bıçak saplamışlar gibi ağır,koyu bir yorgunluk hissetti vucudunda.Ağır bir yalnızlık çöreklenmişti omuzlarına.İki yanındaki sorgu melekleri dahi terk etmişti sanki onu.Dayanamadı,bayram şekeri tadındaki çocukluğunu özledi.Kayıtsız kalamadı yüzünü yıkayan deniz kokusu,tuzlu gözyaşlarına.Ağladıkça daha çok ağlayası geldi.Bağıra bağıra ağlayası.İçindeki terk edilmişliği kusması.Kusmaktan utanması.
Ruhundaki acı hissi tenindekini hissetmesine engel oldu.Ruhu her zaman olduğu gibi bencillik yaptı.Elini ağzından içeri sokup içinde ne varsa çıkarmak istedi.Şiddetlice istedi.Zarar verme arzusu değil kurtulma hırsıydı bu.En kötüsü ise gerçekten kurtulamayacağını bile bile kurtuluş arzusu.Melekleri çok kan kaybetmişlerdi arenada.Şeytanı göz kırptı görmeden korkak tırsak.Sırtında bir ürperti hissetti.Sonra sol tarafında ağırca bir ıslaklık.Hissedebildiğine şaşırdı.Duygularını kesip atmamış mıydı siyah kelimeleriyle?
Önce sidik ve ter kokusu sandı sarı sarı sayfalardan damladığını düşünerek.Rengi görünce fark etti sol tarafı baştan aşağı kırmızıydı.
Kan kırmızısı.Şaşırmadı,ürpermedi.Rengarenk suratlı bir soytarı gibi hissetti sadece.Önceleri kör bir cambazdı ipte dans ettiğini sanıyordu.İp koptu 8 ay boşluktan yere düştü.Düştüğü zeminde koskocaman bir ayna vardı.Korumasız,.çerçevesiz,şekilsiz.Paramparça etmişti sol yanını.Sadece sol yanının kan revan içinde kaldığında anladı rüyasında uzunca bir arnavut kaldırımında kendinden kaçıyordu.Kaçarak saklanabilir sandı,sanrılarını sigarasının ateşinde söndürdü.Biri yerini fısıldadı ama karşısında en büyük düşmanı siyah atlı kendisi,hayat zaten boş durmadı buldu ve sobee!!
Başladığı yere dönmekten korktu.Arenada melekler galibiyetlerini kutluyorlardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder