Bu Blogda Ara

12 Temmuz 2010 Pazartesi

çingenem çingenem kara gözlü çingenem

Ortaokul yıllarında deli bir merakım vardı çingenelere karşı neden bilinmez.Üstleri başları karanın her tonu  içinde sokakta görürdüm anında gözlerim fal taşı gibi açılırdı.Marimar diye bir dizi vardı sonra.Latin ateşi (!) Thalia başrol oyuncusu.Manyak takipçisi olduğumu hatırlıyorum o dizinin.O kız cihanın tüm derdini çeksin ama mutlu olamasın bir türlü.Öyle bir merak ama elbet mutlu olacak bu kız ya hani umudun var en nihayetinde o kadar benimsemişin kızcağzı görmeden göçmüycen bu dünyadan.Gerekirse senaryoyu değiştiricektim kafamda silerim en baştan yazarım arkadaş ne bu be kızcağzın çekmediği kalmasın ama gene mutsuz,ezik,itilmiş,kakılmış sindirella misali kötü kardeşlerin arkasından boklarını temizlesin.Yok öyle yağma.Bildiğin bir dönem mazlum edebiyatı aslında ama yemem ben yedirmem kızın hakkını da.Türklerde oluruz sanırız ya hep bu tarz olaylar.Fakir ama gururlu genç modları.O da yalanın dik alası aslında.Şimdiye kadar Rus edebiyatından hiç zengin,iyi yürekli bir adamın öyküsünü okuduğumu hatırlamadım ben.Varsa da ben bilmiyorum açıkçası.Koskoca Sefiller ya anam babam adından anlıyorsun direkt zaten.
Hah işte bu çingeneler de bana terliksiz,ayakkabısız,toz toprak içinde halleriyle melaike içinde gözükürlerdi.Aniden bir ışık patlaması oluyor karşında ve hafif rüzgarla saçları uçuşuveriyor acayip seksi hatunlar oluveriyorlar.Adriana Limanın bir ton koyusunu düşün işte.Çocuklarında acayip bir durum söz konusu zaten.Alabildiğine kızgınlar dünyaya süt bebesi görseler parçalayacaklar modunda.Ama çocuk en nihayetinde,tabii ki diğerlerinden daha şanssız geldilerse dünyaya sadece öfkeyle kapatabiliyorlar arayı demek ki.Anlayamam da işte.Bakma mantıklı açıklamalar bulmaya çalışıyorum kafamda.
Daha sonra fark ettim meğer ben çingenelerin özgürlüklerini kıskanıyormuşum.Öfkelerini dışavurabilme özgürlüklerini,hallerindeki koy götüne gitsin modlarını,kadınlarının çilekeşliklerine deli bir alışkanlıklarının olduğunu gördükçe o leğenler bana gökkuşağı gibi geliyormuş.Bir yandan üzülüyorsun,şükrediyorsun falan diğer yandan neden ulan neden böyle ha diye yarım aklından geçiriyorsun.Aslında bambaşka bir durum söz konusu belki de.
Zaman geçtikçe çingene falan görmez oldum ortalıklarda.Dışarda geçirdiğim zamanın düşmesiyle doğru orantılı olması kuvvetle muhtemel.Dün gece uyumadan geldi aklıma anlamadım kel alakasını.Çok mu tutsak hissediyorum kendimi ne..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder