Çığlık çığlığa koşuyor gözlerim.Eladan bir diyara doğru.Kelamlarımın hiçbiri gitmiyor kulağına.Diğerini aklın tıkamış zaten.Mutfak açıcı pompalar çare olamamış tıkanıklığına.Yedi tepeli şehirde geçmiş bir aşktan kaçarken görmüşler seni.Çıkmaz sokaklara çıkmışın yazıyor üçüncü sayfalarda.Direncin delmiş ama incecik duvarları.Geçmiş yerde tuzla buz olurken görünüyor canlı yayında.
Kapı önünde mahalle kadınları hayatlarını çitiyorlar bir kilo çekirdekte.Yere tükürürken kabukları biraz daha sakinler öncekine göre.Yamalı dedikodular var kıyafetlerinde.Her biri diğerinden uyumsuz.
Kaleminin ucu kırıldığı için işaretleyemiyor bir öğrenci çoklu seçeneklerden birini.Bıkmış zaten sınanmaktan.Yanında aşk olsa zor gelmeyecek soruların hiçbiri.Kırık kemiklerini saymakta bir köşede nefret.Sahibesinden şikayetçi.Sahibesi biriktirdiklerinden.Pandora kutu üstüne kutu açmıyor artık.Kutularını ilgisini çekmiyor insanların.Bu yüzden sırf bu yüzden Pandora pandomim olmaya kararlı.İşi güldürmek ne de olsa insanları.
Her yazının içinden biraz sen çıkmışın babam kıskanmış.Oysa görünmez kalbimsin sen demişim babama.Gene o dünyalara karşılık gelen gülümsemeyle bakmış.Gözlerim dolu dolu olmuş.Vazgeçmediğini benden anlarken bir cihan bir dünyaya karşılık gelememiş.Ruhundan üflemiş biraz Tanrı kullarına.Her birinde aksi farklı çıkmış.Her giden beni Tanrıya daha fazla yaklaştırmış.İçim derya olup taşmış.
Okumak tutkuyken yazmak aşk olmuş benim için.İkisi birbirinden ayrılamazmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder